Trafik Sigortaları ucuzlayacak mı?

man with car documents outside

Geçtiğimiz yılın yaz aylarının sonunda Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi vadesi bitenler “Nasıl Yani?” diyecekleri bir fiyat artışı ile ilk kez karşılaşan gruptaydılar. Bu gruptaki kişilerin sayısı bu geçen dönemde arttıkça konu daha çok gündeme taşındı ve hasar kademesine göre %200 ile %500 arasında yaşanan fiyat artışlarından dolayı günümüzde canı yanmayan insan neredeyse kalmadı.

Zorunlu olduğu için yapılan ve içeriği çoğu araç sahibi tarafından bilinmeyen bu poliçenin enflasyon oranının bu kadar üzerinde artması, araç sahipleri başta olmak üzere eleştirilerin odağında bulunan sigorta şirketlerini, çözüm bulamadığı için hükumeti ve komisyon gelirleri düşürülen ancak karşılığında uygun fiyat bulma çabası içerisinde işlem maliyetleri artan acenteleri de olumsuz etkiledi.

Nihayet son dönemde artan ve daha fazla dillendirilen huzursuzluk, gözleri hükumete ve oradan da meclise çevirdi. Poliçenin içeriği ve neden zorunlu olduğunu bilmeyen insanlar, meclisten çıkan kararında içeriği konusunda herhangi bir fikirleri olmadığından dolayı bunu bir fiyat düzenlemesi gibi algıladılar ve fiyatların düşeceği günü beklemeye başladılar. Ciddi ciddi poliçesini, vadesi gelmiş olmasına rağmen yeniletmeyen insan sayısı azımsanmayacak oranda maalesef.

Peki bu yasa, trafik sigortalarının ucuzlamasını sağlayacak mı? Eğer primler ucuzlayacaksa ne zaman? Bunu anlayabilmemiz için öncelikle Trafik Sigortalarında bu noktaya nasıl geldiğini anlamamız gerekiyor…

Öncelikle bilinmesi gereken konu, Trafik Sigortalarında hasarın ölçümlenmesi diğer branşlara göre çok daha zor. Çünkü poliçe sizinle ilgili değil, sizin karşı tarafa verdiğiniz hasarlarla ilgili. Çoğu kişinin “Benim aracım zaten 10.000 TL, sigorta parası nasıl 1.500 TL olur?” şeklinde yakınmasından, sigortanın içeriği hakkında fikir sahibi olmadıkları bir gerçek! (Senin arabanın Şahin olabilir ama rahatlıkla bir Mercedes’e hasar verebilirsin. Bu durumda sigorta karşı aracın hasarın ödeyecektir.) Diğer taraftan sanılanın aksine Trafik Sigortalarında maddi hasarlara ödenen tazminatlardan ziyade bedeni hasarlar için ödenen tazminatlar önem arz etmektedir.

Geçtiğimiz yıllarda bu branşta söz sahibi olan firmalar eldeki istatistik verilere dayanarak hesaplamalarını buna göre yaparak piyasada rekabet ediyorlardı. Aslında mevcut yasal düzenlemelerin belirsizliği, burada rekabetçi olan firmaların fiyatı sürekli aşağıda tutuyor olması sektörün diğer temsilcileri tarafından da eleştiriliyordu. Nitekim öncelikle SGK paylarının poliçe kapsamına dahil edilmesi ardından buna bağlı açılan davalarda geriye dönük kapanmış dosyaların yeniden açılarak ciddi tazminat rakamlarına hükmedilmesi ve bunların emsal olması neticesinde açılan dava sayısının yükselişi… Diğer taraftan araç değer kayıplarına bağlı yine geriye dönük açılan dosyaların sigorta şirketleri aleyhine sonuçlanması gibi sebepler, bu alanda rekabet eden sigorta şirketlerini çok ciddi zarara uğrattı.

İşte meclisten geçen yasa, öncelikle her dava sonucuna göre değişiklik gösteren hasar ödemelerinin bir düzene oturtulması ve bu konuda mahkemelerden önce muhatabın sigorta şirketleri olmasını sağlıyor. Dolayısı ile sigorta şirketleri artık bedensel hasarlarda ne ödeyeceğini ne kadar ödeyeceğini biliyor olacak. Muhatabın mahkemelerden önce kendisi olması da maliyetleri ciddi oranda azaltacak. Yani özetle sigorta şirketlerinin beklentilerini karşılar bir düzenleme yapılmış oldu.

Ancak bu gelişmelerin fiyatları bir mucize gibi düşürmesini beklemek çok iyimser bir yaklaşım olur. Öncelikle sigorta şirketlerinin ciddi anlamda yazmış olduğu zararları (ki 2015 yılında yaklaşık 2 Milyar TL zarar edildi bu branşta) sindirmesi ve telafi etmesi gerekli.

Bu düzenlemeler ışığında sigorta şirketleri artık hesaplamalarını daha sağlıklı yapabilecek ve buna göre primlerini doğru belirleyerek bu branşta en azından zarar etmeyecek şekilde yollarına devam edebilecekler. Burada özellikle hasar basamağı yüksek olanların fiyatlarında düşüş yaşanacağını düşünmüyorum. Çünkü burada zaten belirlenmiş bir tavan rakamı var. En fazla bu rakamın bir miktar altında fiyatlara rastlanabilir.

Hasar basamağı düşük olan yani hasarsızlık indirimi yüksek olan özellikle hususi araç sahiplerinin primlerinde ise zamanla bir esneme olacaktır. Ancak geçmişten gelen zararları ve yükümlülükleri daha fazla olan şirketler yine de bu esnemeyi temkinli yapmak niyetinde olacaklardır. Burada oyunu bozan, sektöre yeni giren ve bu branşta rekabetçi olmak isteyen şirketler olacaktır. Böyle bir gelişme, trafik branşında özellikle hasarsızlık kademesi düşük olan hususi grupta fiyatları beklenenden çok daha hızlı olarak gevşetebilir. Ancak burada devletin denetim mekanizması mutlaka devrede olmalı ve yeniden yanlış hesaplamalarla prim toplayarak sektörün dengesinin bozulması da engellenmelidir. Keza bu yanlış hesaplamalar bir süre poliçe sahiplerini memnun eder gibi görünse de zamanla batan şirketlerin veya yanlış hesaplama yapan şirketlerin maliyeti yine sigortalılar tarafından ödenmektedir!

Sonuç olarak, beklentiyi çok büyük tutmamak gerekir. Uzun zamandır yanlış fiyatlanan ve son zamanlarda sektör temsilcilerini çok ciddi zarara uğratan zorunlu bir sigortanın fiyatlarının normalleşmesi zaman ister. Bu sebeple biten sigorta poliçelerinin yenilenmeyerek ucuzlamaya yönelik beklentiye bırakılmasını tavsiye etmiyorum. Çünkü hem bu zaman çok öngörülebilir bir zaman değil hem de sigortasız araçla alınan risk tahmin edebileceğinizden çok daha maliyetli sonuçlar doğurabilir.

Gökhan KORUYUCU

 

 

 

 

 

Trafik Sigortaları ucuzlayacak mı?” üzerine 2 yorum

  1. Sen sigortacısın galiba gardaş git dava açandan zarara uğratandan çıkar o parayı. Trafikte kaza yapmamak için kendini paralayan kazası olmayan insanların suçu ne

    Beğen

    • Osman Bey her iki konuda da haklısınız. Birincisi, evet ben bir sigortacıyım. Ancak Fiyatı belirleyen değil, aracı olarak sunan bir sigortacıyım yani acenteyim. İkinci haklı olduğunuz konu ise tabiri caizse kurunun yanında yaşın da yanmış olması…
      Şöyle ki; Zaten Sigorta şirketleri bu fiyat artışlarını ilk olarak hasar oranı yüksek olan araç gruplarına yansıttılar. Kamyon, kamyonet, minibüs ve taksi gibi ticari araçlarda hasar frekansı daha yüksek olduğu için bu araç gruplarında çok ciddi fiyat artışları oldu. Özellikle hem bu araç grubunda olup hem de hasarsızlık basamağı düşük olan araç sahipleri, %1000’lere varan oranlarda fiyat artışları ile karşılaştılar. Ancak bu araçların çoğunlukla ticari amaçlı kullanılıyor olmaları sebebiyle ilgili meslek odalarının yapmış olduğu baskılar neticesinde bu araçlara özel tavan fiyat uygulaması getirildi Hazine Müsteşarlığı tarafından. Dolayısı ile bu araç gruplarına istediği kadar yüksek fiyat veremeyen sigorta şirketleri buraya uygulayacakları fiyat artışlarını da diğer araç gruplarına ve hasarsızlık kademesi yüksek olan araç sürücülerine de yansıtmak zorunda kaldı.

      Dolayısı ile hasarsızlık kademesi yüksek olan araç sürücüleri de normalin üstünde bir artış oranı ile karşılaştılar. Çünkü hususi araç gruplarında bir üst tavan yok. Burada sigorta şirketleri fiyat belirlemekte serbestler. Yine de hasarsızlık kademesi yüksek olan yani hasarı olmayan araç sürücülerin trafik sigorta primlerinin önümüzdeki dönemde, bu düzenlemelerin etkisi ve piyasa da yeni düzenlemelerin etkisi ile daha sağlıklı bir ortamda rekabet etmek isteyen yeni şirketlerin rekabet etmek istemesiyle gevşeyeceğini tahmin ediyorum.

      Beğen

Yorum bırakın